Zariyat Suresi Meali
0
0
Favorilerime Ekle
Favorilerimden Çıkar
Lütfen bekleyiniz...
Geniş Ekran
Dar Ekran
Reklam 5 saniye sonra kapanacak.
Reklamı Geç
Mekke döneminde inmiştir. 60 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “ez-zâriyât” kelimesinden almıştır. Zâriyât, esip savuran rüzgârlar demektir. Sûrede başlıca, öldükten sonra hesap için toplanma, inkârcıların ahirette karşılaşacakları azap, mü’minlere verilecek mükâfatlar, Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren kevni deliller konu edilmektedir.
Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir. ﴾1-6﴿
Yollara (yıldızların dolaştığı yörüngelere) sahip göğe andolsun ki, muhakkak siz, (peygamber hakkında) çelişkili sözler söylüyorsunuz. ﴾7-8﴿ Ondan (Peygamber’den) çevrilen çevrilir. ﴾9﴿ Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun! ﴾10-11﴿ “Ceza günü ne zaman?” diye sorarlar. ﴾12﴿ Ateş üzerinde azaba uğratılacakları gün (görevli melekler onlara şöyle der): “Azabınızı tadın! İşte acele isteyip durduğunuz şey budur.”﴾13-14﴿ Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiği şeyleri alarak cennetlerde ve pınar başlarında bulunurlar. Şüphesiz onlar bundan önce iyilik yapan kimselerdi. ﴾15-16﴿ Geceleri pek az uyurlardı. ﴾17﴿ Seherlerde bağışlama dilerlerdi. ﴾18﴿ Mallarında (yardım) isteyen ve (iffetinden dolayı isteyemeyip) mahrum olanlar için bir hak vardır. ﴾19﴿ Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ve kendi nefislerinizde birçok alametler vardır. Hâlâ görmüyor musunuz? ﴾20-21﴿ Gökte rızkınız ve size vaad olunan şeyler vardır. ﴾22﴿ Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki o (size vadolunanlar), sizin konuşmanız gibi gerçektir. ﴾23﴿ (Ey Muhammed!) İbrahim’in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi?﴾24﴿ Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü). ﴾25﴿Hissettirmeden ailesinin yanına gidip, (pişirilmiş) semiz bir buzağı getirdi. ﴾26﴿ Onu önlerine koydu. “Yemez misiniz?” dedi. ﴾27﴿(Yemediklerini görünce) onlardan İbrahim’in içine bir korku düştü. Onlar, “korkma” dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler. ﴾28﴿Bunun üzerine karısı bir çığlık kopararak yönelip elini yüzüne vurdu. “Ben kısır bir kocakarıyım (nasıl çocuğum olabilir?)” dedi.﴾29﴿ Onlar dediler ki: “Rabbin böyle buyurdu. Şüphesiz O, hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.” ﴾30﴿
BU VİDEOYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap