Arslanın da bir şerefi var…
Bir grup talebesi bir yere gitmek için yola çıktılar. Yanlarında eşkıyâ saldırısına karşı
koyacak hiç bir şey yoktu. Geceyi tenha ve korkunç bir yerde geçirdiklerinden, içlerinden
iki kişi uyumadı. Bunlar yakınlarında bir arslanın dolaştığını fark ettiler. Biri diğerine;
“Kimseyi uyandırma sonra paniğe kapılabilirler.” dedi. Sabah olunca yakınlarında ölü bir
tavşana rastladılar ve yollarına devam ettiler. İşlerini görüp geri dönerken konakladıkları
yerde, bir kişi uyumayıp arkadaşlarını bekledi. Hocaları Abdülazîz Debbağ’ın huzuruna
geldiklerinde uyumayan talebe; “Efendim! Müsâde ederseniz biraz uyumak istiyorum.
Çünkü dün gece hiç uyumadım.” dedi. Abdülazîz Debbağ; “Niçin uyumadın?” diye
sorunca; “Arkadaşlarımı korumak için.” diye cevap verdi. Bunun üzerine; “Senin gece
uyumayıp arkadaşlarını beklemen bir fayda sağlamaz. Siz giderken falan gece yol
kesiciler sizin yanınıza geldiğinde arslanı ve sizi koruyanı hatırlıyor musun?” dedi. Talebe;
“O gece ne oldu?” diye sual edince:
O gece falan yere vardığınızda üç kişi gelip size katıldı. Daha sonra sizden ayrılınca
oradan gelip geçeni gözleyen dört kişi ile buluştular. Ve sizin konakladığınız yeri onlara
haber verdiler. Siz uyuduktan sonra sizi soymak için yaklaştıkları sırada etrafınızda bir
arslanın dolaştığını görünce çok şaşırdılar. Kendi kendilerine; “Arslanı öldürürsek bunlar
uyanır, soygun yapmaya kalkışırsak arslan engel olur.” dedikten sonra bir çıkar yol
bulamayarak başka bir kervanı soymaya gittiler.
Orada da bir şey bulamayınca tekrar sizin yanınıza geldiler. Arslan önlerine tekrar çıkınca,
aralarında şöyle konuştular: “Bunlar nasıl insanlardır ki hangi yönden yaklaşmaya
çalıştıysak orada bir arslan çıktı.” Bunun iç yüzünü öğrenmek istedilerse de Allahü teâlâ
onların kalblerini mühürledi, dedi. Talebe; “Yolda rastladığım ölü tavşan neydi?” diye sorunca, Abdülazîz Debbağ; “Arslanın bir onuru vardır. Bir insanın yüzüne sinek konsa nasıl eliyle kovalarsa, arslan da sizi
korurken, bir tavşan gelip önünde durdu. Sen ise onu görmedin. Arslan bir pençe vurarak
öldürdü.” buyurdu.
1) Kitâb-ül-İbrîz (Ahmed bin Mübârek, Kâhire, 1278)
2) Câmiu Kerâmât-il-Evliya; c.2, s.173
3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.16, s.256
4) Mu’cem-ül-Müellifîn; c.5, s.262