Hastalığından nasıl kurtuldu ?
Şerefüddîn bin Emir hastalanmıştı. Ağrılarının şiddeti, gün geçtikçe daha
da artıyordu. Öyle ki, artık ölümünü bekler oldu. Günlerce uykusuzluğun verdiği bir
halsizlik içinde gözkapakları kapandı. Uyumağa başladı. Rüyâsında büyük bir nehirde
yüzüyordu. Nehrin aşağı taraflarında bir köprü ve onun da aşağısında bir çağlayan vardı.
Bu çağlayandan canlı bir kimse aşağı düşse, normalde parça parça olurdu. Akan sular
onu sürükleye sürükleye köprüye doğru götürüyordu. Eğer köprüde tutunacak bir yer
bulamazsa, çağlayandan aşağı düşecekti. Bütün gayretine rağmen köprüye tutunamadı.
Büyük bir korkuya kapıldı. Çağlayanın başına geldiği an, bir el onu tutup kenara çekti.
Ölümden kurtulmuştu. Elin sâhibine baktığında, zamânın en meşhûr âlimi ve velîsi olan
hocası Abdülvehhâb-ı Şa’rânî’yi gördü. Ona tebessüm ediyordu. Uyandığında da
hastalığının geçtiğini, hiçbir derdinin kalmadığını gördü.