İmtihan Etmeye Gelen Âlimlerin Soracakları Soruları Ve İlimlerini Unutmaları
İmtihan Etmeye Gelen Âlimlerin Soracakları Soruları Ve İlimlerini Unutmaları
Şeyh Abdûlkadir’in şöhreti, ülkede dalga dalga her tarafa yayılınca, Bağdat’ın ileri gelenlerinden, gayet zeki fakihlerinden yüz (100) seçme fakih, her biri bir mesele sormak üzere Şeyh’e geldiler. Şeyh’in göğsünden öyle bir nur çıktı ki, onu Allah جل جلاله dilediği kimselerden başkasının görmesi
imkânsızdı. Bu nur âlimlerin göğüslerinden geçip gitti. Hangi âlimin göğsünden geçtiyse perişan ve muzdarip oldu.
Hemen hepsi bir ağızdan haykırdılar, sıkıntılarından elbiselerini yırttılar, başlarını açtılar, doğru kürsüye koşup başlarını Şeyh’in ayakları üstüne koydular. Toplantı yeri bir sarsıldı, zannettim ki, Bağdat şehri paldır küldür yıkılıyor. Sonra Şeyh onları, bir bir bağrına bastı ve: ”Sorun bakalım meselelerinizi,” dedi. Her biri hazırladığı meseleleri sordu ve anında cevaplarını aldılar. Sonra yanlarına sokulup sordum:
―”Neydi o haliniz sizin?” dedim. Anlattılar:
―“Oturduğumuz zaman, korkudan bütün bildiklerimizi unuttuk. Sonra bizi bağrına basınca, o bilip de unuttuklarımızı tekrar hatırladık, sorduk. Öyle cevaplar verdi ki hayretten az kaldı aklımız başımızdan uçup gidecekti.