Buna benden çok sen lâyıksın
0
0
Favorilerime Ekle
Favorilerimden Çıkar
Lütfen bekleyiniz...
Geniş Ekran
Dar Ekran
Reklam 1 saniye sonra kapanacak.

Abdullah-ı Ensârî, talebelik yıllarını şöyle anlatır:
“Kışın cübbem yoktu. Hava da çok soğuk idi. Evimde ancak üzerinde yatabileceğim kadar bir
hasırım vardı. Üzerimi de bir keçe parçası ile örtüyordum. Keçeyi başıma doğru çeksem ayağım,
ayağıma doğru çeksem başım açık kalırdı. Yastık olarak da bir kerpiç kullanırdım. Bir de,
meclislerde giydiğim elbiseyi asacak bir çivi vardı. Bir gün, büyük zâtlardan birisi bize geldi ve
hâlimi gördü. Parmağını ısırıp ağlamaya başladı. Bir müddet sonra, başından sarığını çıkarıp önüme koydu. “Buna benden çok sen lâyıksın.” demek istedi.”

BU VİDEOYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap