İtikaf

İ’tikâfın Tarifi
İ’tikâf, içerisinde bilfiil cemaatla beş vakit namaz kılınan bir camide bu niyetle kalmaktır. İçerisinde beş vakit namazın kılınmadığı bir camide i’tikâfa girmek caiz değildir. Tercih edilen görüşte budur.
Kadınlar i’tikâfa, evlerinin mescidinde, yani evlerinin namaz için ayırdıkları odasında girerler.
İ’tikâfın fıkıh uleması nezdindeki tarifi budur. Lügat manasına gelince, bir şeye kapanmak ve ona devam etmek demektir. Meselâ “Filan kimse okumak üzere Kur’an’m üstüne kapandı” ifadesindeki devam etti manasına gelen “kapandı” kelimesi de bu anlamdadır. Camilerde i’tikâfa girmek İslâm öncesi eski şeriatlarda da-mevcut idi. Bu geleneği İslâmiyet de kabul etmiştir, i’tikâfın eski şeriatlarda mevcut olduğuna, Allah Teâlâ’nın: “İbrahim ve İsmail’e; tavaf edenler, ibâdete kapananlar (i’tikâfçılar), rükû ve secde edenler için Evim’i temiz tutun, diye emretmiştik” (Bakara, 125) mealindeki âyet-i celilesi delil teşkil etmekte olup âyette İbrahim ve İsmail (Aleyhimesselâm)’a emir verilmektedir. İ’tikân İslâm’ın da kabul ettiğine şu husus bir delildir ki, Peygamberimiz Efendimiz (Aleyhissalâtü vesselam) ömrünün sonuna kadar ramazan aylarının son on gününde i’tikâfa girmiş olup hatta irtihâlinden sonra mü’minlerin anaları ve onun muhterem ve temiz zevceleri de i’tikâfa girmişlerdir.
